1 Gün: İZMİR - İSTANBUL

Belirlenen saatlerde belirlenen noktalardan siz değerli misafirlerimizi alıyor ve MANİSA, SARUHANLI, AKHİSAR, SUSURLUK, YALOVA güzergahından uygun noktalarda molalar vererek sabah erken saatlerde İSTANBUL'a varıyoruz.

---

2 Gün: ÇAMLICA - BEYLERBEYİ - FATİH KORUSU - HİDİV KASRI

Sabah erken saatlerde uygun bir noktada kahvaltımızı aldıktan sonra ilk durağımız olan İstanbul Anadolu Yakası Üsküdar ilçesi sınırlarında yer alan ve kenti 360 derecelik açı ile panoramik olarak izleyebileceğimiz, tepelik ve yeşil bir tepe olan, İstanbul Boğazı’nın eşsiz manzarasına, Marmara Denizi ve İstanbul’a hâkim olan Çamlıca Tepesi'ne varıyoruz. Tam 29 farklı türde 451 bin 290 adet lalenin dikilmiş olduğu, Türk Edebiyatına ve şarkılara konu olmuş korulukta gezerek, bol bol fotoğraf çekiyoruz ve büyülü boğaz manzarasının tadını çıkartıyoruz. Büyük Çamlıca Tepesi ziyaretimizin ardından, ikinci rotamız olan Beylerbeyi semtine geçiyoruz. Rehberimiz eşliğinde Beylerbeyi Saray’ındaki mermer işçiliği, kullanılan eşyalar, Saray’ın sahip olduğu eşsiz manzara, yazlık saray olması nedeniyle sıcak havalarda bile sahip olduğu inanılmaz serinlik gibi bir çok önemli detaya birebir görüp şahit oluyoruz. Ardından yine yola koyulup, Çengelköy, Kuleli, Vaniköy ve Kandilli semtleri boyunca inci taneleri gibi dizilmiş muhteşem yalıların önünden geçerek, Küçüksu semtine varıyoruz. Kasr-ı Bahçe-i Göksu diye bilinen Göksu Deresi ile Küçüksu Deresi arasında deniz kenarında, rokoko tarzında zarif bir saray olan Küçüksu Kasrı, 1857 yılında Sultan Abdülmecit eski ahşap yapıyı yıktırıp bugünkü kasrı yaptırmış, bu zarif kasrı geziyoruz. Boğaziçi resimlerinde tasvir edilen Küçüksu Kasrı içinde yer alan Sultan 3. Selim’in annesi Mihrişah Sultan adına yaptırılan Mihrişah Sultan Çeşmesi’ni görüp Göksu Deresi üzerinden Sultan Yıldırım Beyazıt’ın boğaz geçişlerini kontrol altına almak amacıyla boğazın en dar yerine 1835 yılında yaptırdığı kaleyi, Anadolu Hisarı’nı görüyoruz. Kavacık sırtlarında bulunan Otağtepe Fatih Koru’suna (tema Vehbi Erkoç Doğa Kültür Merkezi) ulaşıyoruz. Manolya, erguvan ağacı, lale, nilüfer, gülibrişim, ıhlamur ağacı gibi birçok çiçek ve ağaçla süslenen koruda dolaşıp İstanbul Boğazı’nın en geniş açılı olağanüstü manzarasınız seyrediyoruz. Buradan günün son durağı olan boğaza hakim bir yamaçta, Çubuklu sırtlarında bulunan Hidiv Kasrı Korusu'na gidiyoruz. Bu yılki 14.Lale Festivali kapsamında dikilmiş olan 41 farklı türde 553 bin 850 adet laleyle ve herbiri soy kütüğüne sahip ağaçları ve yapay şelaleleriyle koru muhteşem görseller sunuyor. Küçük saray anlamına gelen kasrı Osmanlı Devleti’nin son Mısır valisi olan Abbas Hilmi Paşa 1900’lü yılların başında dönemin mimari modasına uygun olarak Art Nouveau tarzında yaptırmış. Koruda yapacağımız yürüyüş sonrasında yorgunluk çaylarımızı içerek, güzel anılarla buradan ayrılıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde.

---

3 Gün: EMİRGAN PARKI - SULTAN AHMET CAMİ VE MEYDANI - GÜLHANE PARKI - İSTİKLAL CADDESİ

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımız sonrası boğazın en güzel semtlerinden olan ve Osmanlı Padişahı 4.Murat’ ın Emirgüne Bahçeleri adını verdiği Emirgan'a doğru hareket ediyoruz. İstanbul’ un tartışmasız en güzel ve en huzur veren mekânlarından biri olan Emirgan Parkı, 190 farklı türde 2 milyon 800 bin adet laleyle oluşturulan muhteşem tarhlar ve usta ellerin şekil verdiği kompozisyonlar, Türkiye’ de peyzaj mimarinin ne kadar gelişmiş olduğunu bir kez daha gözler önüne serecek. Dileyen konuklarımız parkın içinde bulunan Lale Müzesi'ni de ziyaret edebilirler. Hafızalardan kolay kolay silinmeyecek olan Emirgan Parkı anılarımızı toplayarak bu kez de rotamızı Aynalı Kavak Kasrı'na çeviriyoruz. Türkiye’ nin ilk Musiki Müzesi olan Aynalı Kavak Kasrı, özellikle Sultan III. Selim’in bilmediğimiz sanatçı yönünü gözler önüne sererken, son derece zarif döşenmiş mekânlar bizleri yeniden Lale Devri'ne  götürecek. Rehberimiz eşliğinde Sultan Ahmet Meydanına gidiyoruz. Muhteşem 1453 metre karelik dünyanın en büyük canlı çiçek halısı'nı görüyoruz. Burada vereceğimiz serbest zamanda dileyen konuklarımız meydanda kurulmuş olan stantları dilediğince gezerek lale soğanı alabilir, lale temalı birçok ürünü de görebilirler. Rehberimizle belirlenen yer ve saatte buluşarak bir sonraki gezi noktamız olan Gülhane Parkı'na birlikte yürüyoruz. Fatih Sultan Mehmet döneminde Topkapı Sarayı’ nın sefa ve dinlenme bahçesi olan bu tarihi park günümüzde İstanbul’un en önemli dinlenme yerlerinden biridir. Lale Festivali kapsamında da her yıl en az 40 farklı türde dikilen 2 milyona yakın lalenin göz alıcı güzelliğiyle en şık giysilerini giymiş bir sultanı andırıyor adeta .Asırlık ağaçları ve bunların üzerinde yaşayan rengarenk papağanlarıyla bizleri kendine hayran bırakan Gülhane Parkı’nın Sarayburnu kapısından çıkarak aracımıza biniyoruz. Buradan, İstiklal Caddesi'ne geçiyoruz. Dileyen konuklarımız meşhur Saray Muhallebicisinde enfes tatlıların tadına bakabilir, Koza helvacısından şekerleme ya da bir İstiklal klasiği olan Beyoğlu çikolatasından alabilirler. Bu güzel günün ardından dinlenmek üzere otelimize dönüyoruz ve akşam yemeğimizi alıyoruz. Akşam Yemeği sonrasında arzu eden konuklarımız ile rehberimizin belirlediği saatte İstanbul’da eğlencenin merkezi Kumkapı’ya gidiyoruz. Çılgın bir eğlence ve muhteşem bir fasıl eşliğinde gecenin hakkını veriyoruz.

---

4 Gün: EMİNÖNÜ - BOĞAZ TURU - İZMİR

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından otelimizden ayrılıyoruz.  Osmanlı ticaretinin kalbi olarak bilinen Yeni Cami, Mısır Çarşısı ile günümüzde de ayrıcalıklı bir tarihi konuma sahip olan Eminönü’ne doğru yola çıkıyoruz. Burada vereceğimiz serbest zamanda, dileyen konuklarımız Mısır Çarşısı'nda alışveriş yapabilir veya Yeni Cami'yi rehberimizle gezebilir. Aynı zamanda şu an restorasyonda olan Mimar Sinan eserlerinden Rüstem Paşa Cami'nin fotoğraflarını çekebilirler. İstanbul’ a veda etmeden önce seyahatimizi bir Boğaz Turu ile taçlandırmak üzere Galata Limanı’na giderek bizleri bekleyen teknelerimize yerleşiyor ve Rehberimizin keyifli anlatımları eşliğinde Topkapı Sarayı, Dolmabahçe ve Çırağan Sarayları gibi güzide yapıların yanı sıra, boğazın her iki yakasına inci taneleri gibi dizilmiş olan tarihi yalıları görüyor ve fotoğraflıyoruz. Turumuz sonunda otobüsümüze geçiyoruz. Dolu, dolu geçen gezimiz sonunda  dönüş yoluna geçiyoruz. Gerekli molalar ardından İzmir’e ulaşıyoruz. Bir daha ki Bellima Tur organizasyonunda buluşmak üzere vedalaşıyoruz.

---